Pazar, Aralık 25, 2011

Symbiosis - Insan Sekli

Symbiosis kelime anlamı olarak beraber yaşamak demek. (biosis- yaşamak; sym/syn beraber). Bioloji dersinde okumustuk, bir çok çeşide ayrılıyor. Mutualism- her iki cinsinde fayda sağladığı birliktelik, Commensalism- bir tanesinin fayda sağladığı diğerinin etkilenmediği, Parasitism-bir tanesi fayda görürken diğerinin zarar gördüğü, Competition-her ikisinin de fayda görmediği ve Neutralism her ikisinin de etkilenmediği, Mimicry-bir cinsin diğerini taklit ederek onun ortamından faydalandığı, Amensalism-bir cinsin etkilenmediği ama diğerinin yok olduğu birliktelik. Doğadaki bu farklı birlikteliklerde gaye doyma, korunma, taşınma, üreme ve korunma olabiliyor.
İnsanın aklına insanın ve çevresindekilerin gelmemesine imkan yok bu tanımlamalar ile.
Şaşırtıcı olmayan bir biçimde anne ve yeni doğmuş bebeğin ilişkisi symbiosis olarak tanımlanmış pskiyatride. Çocuğun gelişim evrelerinden biri, pre-social evresinden hemen sonra geliyor; çocuk hiçlikten çıkar ve egosu gelişmeye başlar ve annesi ile symbiotic bir ilişkiye girer, (bu ilişki kendisinin annesinden ayrı bir birey oldugunu anlayana kadar devam eder) Aynı şekilde yine pskiyatride iki yetişkinin ilişkisini tanımlamakta da kullanılıyor, bir bireyin kendi egosunun bazı kısımlarından vazgeçerek diğer bir bireyin egosunun o bolumleri domine etmesini ve egodaki başka bir alan için ise tam tersinin olmasından bahsediliyor, iki ya da söz konusu birden fazla birey yeni bir varlık oluyorlar bu durumda. Sanırım aşk zaman zaman symbiosis oluyor, genelde aşk da illa ki kendinin bazı kısımlarını unutuyorsun veya vazgeçmeyi kabul ediyorsun ki öteki ile bir olabil diye. (gerçi tam zıttı da olabiliyor aşık olduğunda kendin daha fazla kendin oluyorsun cunku diğerinin gozunde kendin olarak parlamak istiyorsun)
Benim asıl bahsetmek istediğim insanlar ve hayvanlar arasındaki etkileşim, hayvanlarda ise evcil hayvanlardan bahsediyorum, kesip yemek için büyüttüklerimizden değil, okşayıp, sarılmak için büyüttüklerimizden. Burada benim kafamı karıştıran garip çift yönlü etkileşim var, ne bitki ve hayvanlardaki fiziksel etkileşime benziyor bu ilişki ne de iki insan arasındaki duygusal etkileşime. Burada insan olan duygusal eksikliklerini tatmin ediyor, birinin kendisine bağlı olmasını, sevecek biri olmasını, yumuşacık tüylere dokunabilmesini, evde ses olmasını sağlıyor; evcil hayvan ise sıcak bir ev, her daim karın doyukluğu, gereksiz üremekten veya çatışmalardan korunma gibi faydalar sağlıyor. İlişki tek yönlü kesinlikle değil, fakat nedense bu iliskiyi haksiz buluyorum, daha dogrusu fazla duygusal olarak tek yonlu buluyorum ve acikli geliyor

Cumartesi, Aralık 24, 2011

Haftanin Tarihi Karakteri

Shaka Zulu - (1787 - 1828)
Guney Afrika'daki Zulu kralliginin en guclu lideri. Krallik Ingilizler tarafindan 1870"lerde halledilmis (Guney Afrika Cumhuriyetine giris)
Ilgilenenler Shaka'nin ozet hayatini buradan okuyabilir.

Private versus Ubiquitous

After Sartre's death, Beauvoir published a collection of Sartre's letters to her. After her death, her letters to him were published. Hemingway's private letters were published 20, 31 and 50 years after his death. Private letters of literary or artistic people are often published posthumously. What was once private between two people becomes public. Some of the sentences are taken out of context and are turned into ubiquituos quotes that help less eloquent people express themselves. Now, with efficient devices and internet these  writings are as reachable as one's own feelings.
I question 2 things.
1) it is quite human to be nosy (as can be seen with the obsession with reality shows) but is it right/ethical to publish private writings?
2)  I believe the value of the word diminished in the 2000s. do you?