12 yildir Istanbul'da yasiyorum ama 10 yildir Istanbul'daki film festivallerine gitmiyorum, kendim sekilci olmak adina Istanbul festival seyircisini cok sekilci buluyorum ve sinemanin icindeki havadan rahatsiz oluyorum. Festivaldeki seyircide hirsli bir hava sezinliyorum ve bu beni urkutuyor. Zira guncel filmlerden geri kalmak ta hosuma gitmiyor, o yuzden arada dunyadaki festivallerinden filmleri secerek kendi evimde film festivali yapiyorum.
Asagidaki filmler 2012 yili ev festivalimden:
The Descendants: W(7), V(7)
Alexandre Payne'in Sideways'den sonra yazip ve yonettigi ikinci film. Clooney'nin karakteri, Matt, arasinin sogukca oldugu karisinin bir kaza sonrasi komaya girmesi sonucu, iki kizi ile basbasa kaliyor. Iki kizi, karisinin ailesi, karisinin arkadaslari, karisinin iliskisi oldugunu ogrendigi adam, adamin karisi, kendisi, hepsinin karisi hakkinda farkli dusunceleri ve hisleri var. Kadin orada tuplere baglanmis yatarken; geriye kalanlar, kendisinin yoklugunda devam edebilmek icin baglarini tekrar kuruyorlar. Matt kizlari ile iliskisini bastan kurmak ile kalmiyor, is ile ilgili aldigi tum kararlari da gozden geciriyor. Filmin melodramatik olabilecek bir konuyu hafif islemesi cok hosuma gitti . Hafif ama bayagi degil.
The Artist: W(6), V(3)
Sessiz film yapmak demek:tek boyutlu, karikaturize karakterler ile basit bir hikayeyi cekmek olmasa gerek.
Project Nim: W(8), v(7)
Insanlar olarak kendimizi fark ettigimizden beri diger hayvanlarin icine sicmisiz sanirim. Project Nim, Columbia Universitesinde 1970'lerde davranis pskolojisi hocasi olan Herbert Terrace'in Allah kompleksi sonucu ortaya cikiyor. Terrace bir sempanze bebeginin insan ailesi ortaminda yetisirse, insanlar gibi, isaret dili ile anlasabilecegini dusunuyor ve eski bir kiz ogrencisini bu is icin tutuyor. Nim adini verilen sempanze bir kac haftalikken annesinden ayrildirilip Stephanie Lafarge'in kalabalik ailesine evlatlik olarak veriliyor. Sonrasi insanlik icin bir utanc. Nim , insan olmayi basaramayinca tum sevenleri tarafindan terk ediliyor.
Take Shelter: W(6), V(7)
Karisini ve cocugunu cok seven Curtis, geceleri kiyamet ruyalari gormeye baslar, benzer ruyalar gunduzleri uyanikken de tekrar etmeye baslayinca, ailesi dahil herkesin dislamasini goze alarak, gelecek kiyametten ailesini korumak icin arka bahcesinde bir korunak yapmaya basliyor. Bir yandan da sizofren annesine benzemeken korktugu icin pskiyatriste de gozukuyor. Filmin birbirinden farkli iki finali var.
Miss Bala: W(6), V(6)
Tijuana, Meksika'da guzellik kralicesi olmaya calisirken, yanlis zamanda, yanlis mekanda, yanlis insanlarin yakininda bulundugundan dolayi, Laura, polis&devlet&suclularin birbirine karismis cizgileri arasinda ayakta durmayi basarabiliyor.
Guilty (presume coupable): W(6), V(7)
Film Alain Marécaux'nun gercek hikayesini anlatiyor. 2001'de gece yarisi polisler tarafindan uyandirilan Alain ve karisi cocuk tacizinden tutuklaniyorlar. Kendilerinin de 3 tane cocugu var. Cocuklar farkli bakici ailelere veriliyor. Alain ve karisi suclamalari red ediyor. Onlar ile birlikte 18 kisi daha suclaniyor. Hukuk sisteminin curumuslugunden; daha dogrusu, savcilarin ve yargiclarin hirsindan, avukatlarin beceriksizliginden gercegin ortaya cikmasi maalesef 4 seneyi buluyor. Marécaux'yu canlandiran aktor PhilippeTorreton muhtesem.
Baby Call: W(5), V(6)
Tacizci kocasindan kacan Anna 8 yasindaki oglu ile sosyal gorevliler nezaretinde kocasindan uzak bir apartmana tasiniyor. Oglunu okula bile yollamaya korkan Anna ile bir video dukkaninda calisan Helge ile cekingen bir arkadaslik kurar. Yatalak annesi ile kendi sorunlari olan Helge, Anna ve oglunun iliskisinde bir tuhaflik sezer ama son gec dakikaya kadar tuhafligi cozemez.
Film beni cok rahatsiz etti, Anna'nin caresizligi ic parcaliyici.
Detachment: W(2), V(2)
Zirva, zirva, zirva. 45 dakika sonra dayanamadim kapadim. Sanirim Adrian Brody'nin oynadigi hic bir filmi bir daha seyredemeyecegim.
A Happy Event (Un heureux événement): W(5), V(4)
Cok asik olan genc cift, asklarinin meyvasi olarak bir bebek yapmaya karar veriphamile kaliyorlar. Ama bu meyva tatli bir meyva olmuyor maalesef. Ne hamilelik sureci ne de dogum sonrasi ikisinin de hayal ettigi gibi olmuyor. Film komikve sirin basliyip sonra ciddilesiyor, ama gecisleri ve ciddi olmayi cok becerememis.
Beloved (Les bien-aimes): W(1), V(1)
Konusu da, sarkilari da beni cok sikan bir muzikal. 25. dakikadan sonra kapadim.
Guilty of Romance(Koi no tsumi): W(6), V(5)
Unlu bir yazarin uysal karisi, kendini yavasca seksuel fantazilerine birakiyor. Tanistigi insanlar sayesinde gunduz orospuluk, aksamlari kocasinin tatli karisi oluyor. Kendisine ornek model olarak aldigi kadin ile kaderlerinin tanismalarindan cok daha once kesistigini biz de Miki ile ayni anda
ogreniyoruz.
The Intouchables: W(8), V(7)
Gercek hayattan bir dostluk hikayesi. Boyundan asagisi sakat olan aristokrat Philippe, kendisine bakici olarak Sudanli hapisten yeni cikmis Driss'i tutuyor. Her iki adam da birbirine iyi geliyor, hayatlarini birbirleri sayesinde cesurce sekillendiriyorlar. Uzun zamandir bir filmde bu kadar eglenmemistim (konusu itibari ile olamaz gibi geliyor ama oldu)
Hysteria: W (8), V(5)
Vibratorun icatcisi ve o zamanlar hakkinda bir film. Cok eglenceli. Ornegin viktorien Ingilteresinde huysuz sikkin kadinlarin, histeri tanisi ile pskiyatlara gittigini ve doktorlarin uyguladigi tedavinin masturbasyon oldugunu biliyor muydunuz, ben bilmiyordum. Histerisi tedavi edilemeyen kadinlara rahim alimi uygulaniyormus.
Bir Zamanlar Anadolu'da: W(6), V(8)
Bir zamanlar Anadolu'da seyretmesi zor bir film, ozellilkle ilk yarida polis, savci ve suclularin karanlikta bir ceset pesinde o tarla bu tarla gitmelerini sabirla seyretmek gerekiyor. Gorseller her NBC filmi gibi muhtesem. Bu filmde begendigim her karakterin filmin basindan sonuna kadar izledigimiz gelisimi ve degisimi. Kesinlikle 150 dakikaya degiyor.
Kiseki (I Wish): W(8),V(6)
Kucukken Erich Kastner'in Lisa ve Lotte adli kitabini okuyup, cocuklarin anne ve babalarini degistirebileceklerini dusunup , icime umit dusup, planlar yapmaya baslamistim. Hayir hicbir planimda basarili olamamistim. I wish'de de iki kardes var, buyuk abi annesi ve annesinin ailesi ile, kucuk kardes ise muzisyen babasi ile kaliyor. Buyuk abinin amaci aileyi bir araya getirmek.Iki hizli trenin birbirleri ile karsilastigi noktada dilek tutarsan gerceklesecegi ile ilgili bir soylenti duyuyor ve arkadaslarinin ve dedesinin yardimi ile 8 cocuk bir gunluk bir macera yasiyorlar. 8 cocugun da her birinin ayri bir dilegi var. Tum filmi gulumseyerek seyrettim.
Sibir Monamur: W(6), V(7)
Filmde iki paralel hikaye, filmin ortasinda ve sonunda kesisiyor. Leshia, sakat dedesi ile Sibirya'nin terkedilmis bir koyunde yasiyor. Kis gelmek uzere, kasabadaki akrabalarinin onlara yemek getirmelerine muhtaclar. Kasabadaki akrabalarin kendi ailesel sorunlari var. Bu sirada ustlerine orospu bulmakla sorumlu iki asker de gorevlerini tamamlayip, uslerine geri donuyor. Iste bu iki hikaye cakisiyor. Film, insanlik, bencillik, dogru, yanlis, din, ettigini bulma temalari uzerine kurulu, ama bunu gozunun icine sokup yapmiyor.
Shake Hands With The Devil: W(7), V(6)
Rwanda'daki katliamin o sirada Rwanda'da barisi korumakla yukumlu olan Birlesmis Milletler Temsilcisi General Romeo Dallaire'in gozunden kalbinden anlatiyor. Katliamlarda olen binlerce yuz binlerce insana degl, bu katliami engellemek icin elinden bir sey gelmeyen surekli burokrasiye takilan Dallaire'e uzulup sikilmamiz icin yapilmis sanki film. O yuzden icime sinerek begendim diyemiyorum.
King of Devils Island(Kongen av Bastoy)
: W(6), V(8)
Film 1915'te Bastoy'da gecen gercek olaylar uzerine kurgulanmis. Bastoy, Oslo fiordlarinda kucuk bir adacik. Bu adada oglan cocuklari icin bir islahevi var. Islahevinin basindaki yetiskinler, pedofil bir mudur yardimcisi, dindar gozuken ama islahevine ayrilan paralari yiyen bir mudur ve sefkatten yoksun diger buyukler. Sineklerin Efendisinden farkli olarak burada cocuklar birbirlerine acimasiz degil, aksine birbirlerinin duvarlarilar.Film adaya yeni iki cocugun gelmesi ile basliyor, biri celimsiz urkek bakisli, pedofil mudur yardimcisinin yeni gozdesi olan C5 , digeri mudurun bastan bela olarak gordugu asi C19. C5'in intihari ve C19'un basasiriz kacma girisimi ile tetiklenen olaylar, adaya anakaradan 150 askerin mudahalesi ile son buluyor. Filmin sonunda ise umut yok.
Faust: W(2), V(7)
140 dakikalik Faust'u seyretmem yaklasik iki gunumu aldi. Zira seyretmesi cok zor bir film. En azindan benim icin oyleydi. Uzerinden bir gun gecmesine ragmen hala filmi dusunuyorum. Sokurov'un dortlemesinin sonuncusuymus, diger ucunu seyretmedigim icin, dortlemeye butunsel olarak bakamiyorum.
Faust Goethe'nin ayni adli oyunun adaptasyonu. Hikayedeki ana karakterlere sadik kalinsa bile hikayenin akisi tam kitaptaki gibi degil. Ayni oyunu okurken oldugu gibi yine Almanca bilmek istedim, sanki Bruegel tablolari sinema ekranindan kayarken anlanmasi gereken Almanca metinler alttaki altyazilar degil. Filmde Margaret'in kendisi ve kendi ic hesaplasmasina biraz daha girilmesini tercih ederdim, sanki kadin oldugu icin karakter Vermeer portresinde kalmis ve icini goremiyoruz.
Headhunters (Hodejegerne): W(7), V(6)
Ne kadar cok Norvec filmi seyretmisim. Headhunters, esas isi sanat hirsizligi olan Roger, gostermelik isi olarak da kafa avcisi firmasinda ortak olarak calismaktadir. Bir sonraki belki de en buyuk hirsizligi olacak iste, yutabileceginden daha buyuk bir lokmayi isirmaya kalktigini gec anliyor. Keyifli bir macera filmi, sonundaki gereksiz ask sahnelerini saymazsak.