Salı, Ağustos 08, 2006

Hanfendilerin Adı Yok

Uzun zamandır yaptığım en huzurlu tatili yaptım geçen hafta.

Marmaris'te, Bozburun'da.

Normalde her gideceğim yer hakkında araştırma yaparım, gidilmesi, yapılması gerekenleri basar sıralar ve program yaparım. Bu sefer hiç bi program yapmadım. Dolayısı ile tatil boyunca sadece yattım ve biraz okudum. Bozburun'da Sabrina's Haus diye bir yerde kaldık. Bozburun köyüne geldikten sonra evi arıyorsun, "geldik" diyorsun, seni katamaran-sal arasi bir araçla alıyorlar.

Geldiğin yer sanki koydaki adalardan birinde bir tanıdığının evi, tanıdığın yok ama hiç sesleri çıkmayan (bu hem güzel birazcık ta stresli herkes fısıldayarak konuşuyor, cep telefonları titreşimde(benimki hiç çekmedi), herkes birbirine günaydın, iyi aksamlar diyor ama bir sonraki adım asla atılmıyor-yaş ortalaması 25 - 45 arası, 25in altı kimse yok- sadece bir gün çocuklu bir aile vardı, ertesi gün o aile gitmişti) başka misafirler ve yüzleri ve gözleri gülen eve ve sana bakan kişiler var. Ben üstüste bu kadar sağlıklı ve güzel yemek yemedim. (Kendi şaraplarımızı kendimiz götürdüğümüz için, bu kadar güzel de içmedim üstüste diyebilirim).

Kahvaltıdan sonra incir ağacının altına konuşlanıp günün geri kalanını ağacın incirlerini yiyerek, karşıkı adaya kano yaparak, dubada balıklama atlayışımı(ve çivileme atlayışımızı-bu kısımda birazcıcık sessizliği bozuyor muyuz stresi yaşayarak) çalışarak, her gün attığım kulaç sayısını arttıtarak, akşamüstüne doğru ağacın incirlerinden hiç kalmış mı, ya da sabahtan beri tekrar olgunlaşmış mı diye tekrar bakarak, bastığım makaleleri okuyarak, bazılarını atlayarak , yan şezlongda yatan çocuğun okuduğu felsefe ansiklopedisinde kime geldiğini takip etmeye çalışarak, on saatimizi böyle geçirdik.

Bir daha gidersem Söğütlü köyüne gideceğim, Tobias'ın yarım gün attırdığı ada/koy turunu tamamlayıp adalardaki Antik Çağ+ Bizans kalıntılarını gezeceğim, adalardaki susuz keçilere su taşıyacağım, badem ağaçlarından badem topluyacağım, Bozburun'da tekne yapımını seyredeceğim, ay ışığında yüzeceğim.

Her yerde gerilmemi gerektirecek bir şey bulabildiğim için- burda aslında hiç gerilmedim ama başka yerlerde daha önce gözlemlediğim, ama burda bunca rahatlıkta gözüme batan şey; Personel bazı kişileri herhalde önceden tanıdığı için, Tamer bey, Yüksel Bey diye hitap ediyor, ne alırsınız, buz alır mısınız vs, ama kadınların hepsi hanfendi, onların adı yok.
Yüksel Bey, ne alırsınız, ya hanfendi?
Tamer Bey, çay içer misiniz? Hanfendi siz?
Bu bir kere olmadı 4-5 farklı çift ile aynı durumu duydum.
O kadınların adı yok mudur? Bey denilenlerin neden önüne özel isimleri geliyor ama hanfendi diye hitap edilenlerin neden gelmiyor?

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Rakibe Hanım,
Tatiliniz ne çabuk bitti. Anlayn olan sizsiniz demek.